ÖNSÖZ

Hukuk, insan hayatında çok önemli bir yer tutmaktadır. Medeniyetin de esaslı bir unsurudur. Nitekim Roma'yı Roma yapan hukuk sistemi olmuştur. İslâm Hukuku, asırlar boyunca üç kıtadaki hâkimiyeti ile, hukuk tarihinin en parlak devresini teşkil eder. Son bin yılda kurulan Türk devletlerinde ve ezcümle Osmanlı Devleti'nde İslâm Hukuku câri olmuştur. Üstelik uhrevî yönü itibariyle bugün bile hayatımızda önemli izleri bulunmaktadır. Çeşitli hâdiseler hakkında, İslâm Hukuku bilinmeksizin doğru teşhisler yapılamamakta; bazı meselelerin çözümünde İslâm Hukuku‟nu göz önünde tutmadan netice alınamamaktadır. Vaktiyle İslâm Hukuku‟nun tatbik edildiği veya çok sayıda müslümanın yaşadığı ülkelerde, bu ihtiyaç kendisini daha bâriz biçimde göstermektedir. Modern hukukun pek çok müessesesinde, İslâm Hukuku‟nun katkısı vardır. Bu da İslâm Hukuku tedkiklerinin ehemmiyetini arttırmaktadır. “Usûlsüz vüsûl (kavuşma) olmaz” sözü meşhurdur. Bir şeyin esasını bilmeden, onu anlamanın imkânı yoktur.

On sene kadar evvel hukuk fakültesi son sınıfında İslâm Hukuku dersleri veriyordum. Bilhassa gençlerde İslâm Hukuku‟na bir alâka ve merak müşahede ettim. Bu arada öğrencilerden ve çevremden sık sık kendilerine İslâm Hukuku‟nu umumî olarak öğrenebilecekleri kitaplar tavsıye etmem isteniyordu. Ancak buna cevap vermem kolay değildi. Çünki soranların neredeyse tamamı Arapça, hatta Osmanlıca bilmiyordu. Bu sebeple klasik eserlerden istifâde etmeleri imkânsızdı. Piyasada İslâm Hukuku‟nu anlatan Türkçe kitap sayısı esasen çok azdı. Bunlardan bir kısmı muhtevâ ve üslûbunun ağırlığı bakımından gençlerin ve mevzunun yabancısı olanların anlayabileceği gibi değildi. Diğer bir kısım eserler, umumiyetle oryantalistlerin eserlerinden tercüme edilmiş, subjektif ve yavan kitaplardı. Bir kısmı da umumiyetle modern Arap müelliflerinden tercüme ve hatta intihal yoluyla hazırlanmış; ilmî objektiflikten mahrum, sağlam esaslara dayanmayan, ideolojik, kafa karıştırıcı şeylerdi. Soranlara bu kitapları tavsıyeye doğrusu vicdanım elvermedi. Bir şey söylememek de olmazdı. Böylece iş başa düştü. Muhitimin baskısı sebebiyle gördüğüm ihtiyaç olmasaydı, böyle zor ve mes‟uliyetli bir işe kalkışamazdım. Netice itibariyle, talebeye takrir ettiğim ders notları üzerinde uzun ve yorucu çalışmalar yapmak suretiyle elinizdeki eser meydana geldi. Bu nihayet elimden gelebilendir. Okuyanlara faydalı olmasını umuyor ve okuyucuların, bu kitaptaki noksanlıkları, niyetimin hâlisliğine bağışlamalarını rica ediyorum.

Bu kitapta, İslâm Hukuku‟nun mâhiyeti, hususiyetleri, kaynakları, bu kaynaklardan hukukî hükümlerin çıkarılış metodları, tefsir kâideleri, diğer hukuk sistemleriyle, bilhassa Roma ve Yahûdî hukukları ile münâsebeti ve benzer hususlar üzerinde durulmuştur. Bunu yaparken çeşitli hukuk ekolleri (mezhebler) arasında mukayeselere gidilmiştir. Kitapta, hukuk ve ilahiyatçılardan başka, meraklısının da anlayabilmesi için imkân dâhilinde sade bir üslûp kullanmaya dikkat edilmiştir. Ancak her ilmin ıstılâhları (terminolojisi) vardır. Bunlardan sarfınazar etmek mümkün değildir. Yeri geldikçe bunlar açıklanmış veya parantez içinde karşılığı verilmiştir. Her bilginin, okuyucuların ulaşabileceği şekilde, kaynağını vermeye ihtimam gösterilmiştir. Kitabın hacmini büyütmemek için, çoğu zaman konuyu uzatmaktan kaçınılmıştır. Bu da bazı yerlerde bilgi yoğunluğunu arttırmakta; okuyanı yorabilmektedir. Bu sebeple okuyucuların bizi ayrıca mâzur görmelerini dileriz. İslâm Hukuku‟nun tarihte geçirdiği safhalar, bundan önce İslâm Hukuku Tarihi adıyla neşrolunan kitabımızda ele alınıp incelenmiştir. İslâm Hukuku‟nun devlet, cezâ, mâliye, nikâh, miras, alış-veriş gibi amelî hükümlerini de ümid ederim ki yakın zamanda kaleme alıp takdim etmek nasip olur.

Ekrem Buğra Ekinci

İstanbul 2006

Makaleyi paylaş

Submit to FacebookSubmit to Google PlusSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn

otag1 otag2 Kayı 11 Kapak  otag iii

joomla slicebox 3d image slider